BAP 16

İMDİ mukaddesler için olan iane toplamağa gelince, Galatya kiliselerine nasıl tenbih ettimse, siz de öyle yapın.
2. Sizden her biri haftanın birinci gününde, refahı haline göre kendi yanında para alıkoyup biriktirsin, ta ki, geldiğimde o vakit toplamalar olmasın.
3. Ve geldiğim zaman, ihsanınızı Yeruşalime götürmek için münasip gördüğünüz kimler ise, onları mektuplarla göndereceğim;
4. ve eğer benim de gitmekliğime değerse, benimle beraber giderler.
5. Fakat Makedonyadan geçtiğim zaman, yanınıza geleceğim; çünkü Makedonyadan geçeceğim;
6. fakat belki yanınızda kalırım, yahut da kışı geçiririm, ta ki her nereye gidersem, siz beni gönderesiniz.
7. Çünkü şimdi sizi geçerken görmek istemem; eğer Rabbin izni olursa, bir müddet sizinle kalmak ümidindeyim.
8. Lâkin Pentikosta kadar Efesosta kalacağım;
9. çünkü bana büyük ve faaliyet dolu kapı açıldı, ve karşı koyanlar çoktur.
10. Ve eğer Timoteos gelirse, korkusuzca yanınızda bulunmasına dikkat edin; çünkü o da benim gibi, Rabbin işini görüyor;
11. imdi kimse onu hiçe saymasın. Fakat yanıma gelmesi için onu selâmetle gönderin; çünkü kardeşlerle onu bekliyorum.
12. Apollos kardeşe gelince, kardeşlerle beraber size gelsin diye kendisinden çok rica ettim; ve şimdi gelmeğe hiç isteği yoktu; fakat münasip vakti olunca, gelecektir.
13. Uyanık olun, imanda sabit olun, erkekçe davranın, kuvvetli olun.
14. Her şeyiniz sevgi ile olsun.
15. Ahayanın turfandası olan, ve mukaddeslere hizmet için kendilerini tahsis eden İstefanasın evi halkını bilirsiniz;
16. bu gibilere, ve bütün beraber çalışanlara, ve emek verenlere tâbi olmanızı sizden rica ederim, ey kardeşler.
17. Ve İstefanasın ve Fortunatusun ve Ahaikusun gelmesinden seviniyorum; zira sizin eksikliğinizi bunlar doldurdular.
18. Çünkü benim ruhuma ve sizinkine rahat verdiler; imdi bu gibileri tanıyın.
19. Asyanın kiliseleri size selâm ederler. Akuila ve Priska, evlerinde olan kilise ile beraber, size Rabde çok selâm ederler.
20. Bütün kardeşler size selâm ederler. Birbirinize mukaddes öpüşle selâm edin.
21. Kendi elimle, ben Pavlusun selâmı.
22. Eğer bir kimse Rabbi sevmezse, lânetli olsun. Maran ata.*
23. Rab İsanın inayeti sizinle beraber olsun.
24. Benim sevgim Mesih İsada hepinizle beraber olsun. Amin.
*Ya Rab (yahut, Rabbimiz), gel! manasınadır.

BAP 15

EY kardeşler, size müjdelediğim, ve kabul edip onda durduğunuz incili size bildiriyorum;
2. eğer size müjdelediğim sözü kuvvetle tutarsanız, boş yere iman etmediğiniz halde, onun vasıtası ile de kurtulursunuz.
3. Çünkü her şeyden evel aldığımı size teslim ettim; şöyle ki kitaplara göre Mesih günahlarımız için öldü;
4. ve gömüldü; ve kitaplara göre, üçüncü günü kıyam etti;
5. ve Kifasa, sonra Onikilere göründü;
6. ondan sonra, beş yüzden ziyade kardeşlere bir defada göründü, onlardan ekserisi şimdiye kadar bakidirler, fakat bazıları uyudular;
7. ondan sonra Yakuba, sonra bütün resullere;
8. ve hepsinden sonra, vakitsiz doğmuş çocuk gibi olan bana da göründü.
9. Çünkü ben resullerin en küçüğüyüm, ben ki resul çağırılmağa lâyık değilim, çünkü Allahın kilisesine eza ettim.
10. Fakat her ne isem, Allahın inayeti ileyim; ve onun bana olan inayeti boşuna olmadı; fakat onların hepsinden ziyade çalıştım; fakat ben değil, ancak benimle olan Allahın inayeti.
11. İmdi gerek ben, ve gerek onlar, böyle vâzediyoruz ve böyle iman ettiniz.
12. İmdi eğer Mesih ölülerden kıyam etti, diye vâzolunuyorsa, aranızda bazıları nasıl ölülerin kıyamı yoktur, diyorlar?
13. Fakat eğer ölülerin kıyamı yok ise, Mesih de kıyam etmemiştir;
14. ve eğer Mesih kıyam etmedi ise, o halde bizim vâzımız boş, sizin imanınız da boştur.
15. Ve biz de Allah hakkında yalan şahitler bulunmuş oluyoruz; çünkü Allah hakkında, Mesihi kıyam ettirdi, diye şehadet ettik; eğer gerçekten ölüler kıyam etmezlerse, onu kıyam ettirmemiştir.
16. Çünkü eğer ölüler kıyam etmezlerse, Mesih de kıyam etmemiştir;
17. ve eğer Mesih kıyam etmemişse, sizin imanınız batıldır; hâlâ günahlarınızdasınız.
18. Bu halde Mesihte uyumuş olanlar da helâk olmuşlardır.
19. Eğer yalnız bu hayatta Mesihe ümit bağlamış isek, insanların hepsinden ziyade acınacak adamlarız.
20. Fakat şimdi Mesih uyuyanların turfandası olarak ölülerden kıyam etmiştir.
21. Zira mademki ölüm insan vasıtası ile geldi, ölülerin kıyamı da insan vasıtası ile oldu.
22. Çünkü nasıl cümlesi Âdemde ölüyorlarsa, öylece cümlesi Mesihte diriltileceklerdir.
23. Fakat herkes kendi sırasında; Mesih turfanda, ondan sonra onun gelişinde Mesihin olanlar.
24. Sonra, her riyaset ve her hâkimiyet ve kudreti iptal edip melekûtu Allaha, Babaya, teslim ettiği zaman, son olacaktır.
25. Çünkü bütün düşmanları kendi ayakları altına koyuncıya kadar, onun saltanat sürmesi lâzımdır.
26. İptal olunacak son düşman ölümdür.
27. Çünkü: “Bütün şeyleri onun ayakları altına koydu.”* Fakat: Her şey ona tâbi kılınmıştır, dediği zaman, aşikârdır ki, her şeyi ona tâbi kılan müstesnadır.
28. Ve her şey ona tâbi kılınınca, o zaman Oğul her şeyi kendisine tâbi kılana tâbi olacaktır, ta ki Allah her şeyde her şey olsun.
*Mezmur 8:6.
29. Yoksa ölüler için vaftiz olunanlar ne yapacaklar? Eğer ölüler asla kıyam etmiyorlarsa, o halde neden onlar için vaftiz olunuyorlar?
30. ve biz niçin her saat tehlikede bulunuyoruz?
31. Sizden dolayı Rabbimiz Mesih İsada olan iftiharım hakkı için, ey kardeşler, her gün ölüyorum.
32. Eğer Efesosta vahşi hayvanlarla insanca cenkleştimse, bana ne faidesi var? Eğer ölüler kıyam etmiyorlarsa, yiyelim ve içelim, çünkü yarın öleceğiz.
3. Aldanmayın; fena arkadaşlıklar güzel ahlâkı bozarlar.
34. Salâh ile ayılın, ve günah işlemeyin; çünkü bazılarında Allah bilgisi yoktur; size utanç olsun diye söyliyorum.
35. Fakat biri diyecek: Ölüler nasıl kıyam ederler? ve ne çeşit bedenle gelirler?
36. Ey akılsız, senin ektiğin şey ölmedikçe, dirilmez;
37. ve bir şey ektiğin zaman, hasıl olacak bedeni değil, fakat belki buğdayın ve yahut ötekilerinden birinin çıplak tanesini ekersin;
38. fakat Allah ona dilediği gibi bir beden, ve tohumların her birine kendi bedenini verir.
39. Her et ayni et değildir; fakat insanların eti başka, ve hayvanların eti başka, ve kuşların eti başka, ve balıklarınki başkadır.
40. Semavî bedenler ve dünyevî bedenler de var; fakat semavîlerin izzeti başka ve dünyevîlerinki başkadır.
41. Güneşin izzeti başka, ve ayın izzeti başka, ve yıldızların izzeti başkadır; çünkü izzette yıldız yıldızdan farklıdır.
42. Ölülerin kıyamı da böyledir. Çürümede ekilir, çürümezlikte kıyam eder;
43. hürmetsizlikte ekilir, izzette kıyam eder; zayıflıkta ekilir, kudrette kıyam eder;
44. tabiî beden olarak ekilir; ruhanî beden olarak kıyam eder. Tabiî beden olduğu gibi, ruhanî beden de vardır.
45. Böyle de yazılmıştır: “İlk insan Âdem, yaşıyan can oldu.”* Son Âdem dirilten ruh oldu.
46. Fakat ruhanî değil, ancak tabiî olan eveldir; ruhanî olan ondan sonradır.
47. Birinci adam yerden türabîdir; ikinci adam göktendir.
48. Türabî nasılsa, türabîler de öyledirler; ve semavî nasılsa, semavîler de öyledirler.
49. Ve türabînin suretini taşıdığımız gibi, semavînin suretini de taşıyacağız.
*Tekvin 2:7.
50. İmdi, ey kardeşler, bunu diyorum ki et ve kan Allahın melekûtunu miras alamaz; çürüme de çürümezliği miras alamaz.
51. İşte, size bir sır söyliyorum: Hepimiz uyumıyacağız, fakat son boruda hepimiz bir anda, bir göz kırpmasında, değiştirileceğiz;
52. çünkü boru çalınacak, ve ölüler çürümez olarak kıyam edecekler, ve biz değiştirileceğiz.
53. Çünkü bu çürüyücü, çürümezliği giymek, ve bu ölücü ölmezliği giymek gerektir.
54. Fakat bu çürüyücü, çürümezliği giymiş, ve bu ölücü ölmezliği giymiş olunca, yazılmış olan kelâm o zaman vaki olacaktır: “Ölüm zaferde yutuldu.”*
55. “Ey ölüm, senin zaferin nerede? Ey ölüm, senin dikenin nerede?”*
56. Ölümün dikeni günahtır; ve günahın kuvveti şeriattir;
57. fakat Rabbimiz İsa Mesih vasıtası ile bize zafer ihsan eden Allaha şükrolsun.
58. Bunun için, ey sevgili kardeşlerim, sizin emeğinizin Rabde boş olmadığını bilerek, sabit, sarsılmaz, ve daima Rabbin işinde artmak üzre olun.
*İşaya 25:8.
*Hoşea 13:14.

BAP 14

SEVGİNİN ardınca koşun; fakat ruhanî mevhibeleri, ve daha ziyade peygamberlik etmenizi gayretle isteyin.
2. Çünkü dille söyliyen, insanlara değil, Allaha söyler; çünkü kimse anlamaz; lâkin ruhla sırlar söyler.
3. Fakat peygamberlik eden, bünyan ve teşvik ve teselli için insanlara söyler.
4. Dille söyliyen kendi kendini bina eder; fakat peygamberlik eden kiliseyi bina eder.
5. İmdi siz hepinizin dillerle söylemenizi, fakat daha ziyade peygamberlik etmenizi isterim; ve peygamberlik eden, dillerle söyliyenden daha büyüktür, meğer ki kilisenin bünyan alması için tercüme etsin.
6. Fakat şimdi, ey kardeşler, eğer size dillerle söyliyerek gelirsem, eğer size ya vahiyle, ya ilimle, ya peygamberlikle, ya talimle söylemezsem, size ne faidem olur?
7. Gerek kaval, gerek çenk, ses veren cansız şeyler bile, seslere fark vermezse, kaval ile yahut çenkle çalınan şey nasıl bilinir?
8. Çünkü boru da belirsiz ses verirse, cenk için kim hazırlanır?
9. Böylece eğer siz de dille açık söz söylemezseniz, söylenen şey nasıl bilinir? çünkü havaya söz söyliyenler olursunuz.
10. Belki dünyada seslerin bir çok cinsleri vardır, ve hiç biri manasız değildir.
11. İmdi eğer sesin manasını bilmezsem, ben söyliyen için barbar ve söyliyen benim için barbar olur.
12. Böylece siz de mademki ruhanî mevhibelere gayretlisiniz, kilisenin bünyanı için artmanızı arayın.
13. Bunun için dille söyliyen tercüme edebilmesi için dua etsin.
14. Çünkü eğer dille dua edersem, ruhum dua eder, fakat zihnim semeresizdir.
15. İmdi nedir? Ruh ile dua edeceğim, ve zihinle de dua edeceğim; ruhla terennüm edeceğim, ve zihinle de terennüm edeceğim.
16. Yoksa eğer ruhla bereketlersen, avam yerini dolduran adam senin ne dediğini bilmediğinden dolayı, senin şükranına Amini nasıl diyebilir?
17. Çünkü vakıa sen güzel şükrediyorsun; fakat diğeri bina olunmuyor.
18. Sizin hepinizden ziyade dille söylediğim için Allaha şükrediyorum;
19. fakat dille on bin söz söylemekten ise, kilisede başkalarına da öğreteyim diye zihnimle beş söz söylemeği tercih ederim.
20. Kardeşler, akılda çocuk olmayın, fakat şerirlikte küçük çocuk olup akılda kâmil olun.
21. “Rab diyor: Yabancı dil adamları ile ve yabancıların dudakları ile bu kavma söyliyeceğim; ve böyle de beni dinlemiyecekler,”* diye şeriatte yazılmıştır.
22. Bundan dolayı diller, iman edenlere değil, ancak iman etmiyenlere, fakat peygamberlik, iman etmiyenlere değil, ancak iman edenlere alâmet içindir.
23. İmdi eğer bütün kilise bir yere toplanır, ve hepsi dillerle söylerler, ve avamdan olanlar, yahut iman etmiyenler girerlerse: Çıldırıyorsunuz, demiyecekler mi?
24. Fakat eğer hepsi peygamberlik ederler, ve iman etmiyen, yahut avamdan olan biri girerse, hepsi tarafından ilzam, hepsi tarafından tahkik olunur;
25. yüreğinin gizli şeyleri belli olur; ve böylece gerçek Allah aranızdadır diye ikrar ederek yüz üstü kapanıp Allaha secde kılacaktır.
*İşaya 28:11, 12.
26. İmdi nedir, kardeşler? Toplandığınız zaman her birinin mezmuru var, talimi var, vahyi var, dili var, tercümesi var. Her şey bünyan için olsun.
27. Eğer dille söyliyen kimse olursa, iki yahut en çok üç kişi ve sıra ile olsun, ve biri tercüme etsin;
28. fakat eğer tercüman yok ise, kilisede sükût etsin, ve kendi kendine ve Allaha söylesin.
29. Ve iki veya üç peygamber söylesinler, ve diğerleri temyiz etsinler.
30. Fakat eğer başka bir oturana bir keşif olursa, birincisi sussun.
31. Çünkü hepiniz birer birer peygamberlik edebilirsiniz, ta ki hepsi öğrensinler, ve hepsi teşvik olunsunlar;
32. ve peygamberlerin ruhları peygamberlere tâbidirler;
33. çünkü Allah karışıklık değil, selâmet Allahıdır.
Mukaddeslerin bütün kiliselerinde olduğu gibi,
34. kiliselerde kadınlar sükût etsinler; çünkü onlara söylemek için izin yoktur; ancak şeriatin de dediği gibi, tâbi olsunlar.
35. Ve eğer bir şey öğrenmek isterlerse, evde kendi kocalarına sorsunlar; çünkü kadına kilisede söylemek ayıptır.
36. Yahut Allahın kelâmı sizden mi çıktı? yahut yalnız size mi erişti?
37. Eğer bir kimse peygamber, yahut ruhanî olduğunu sanıyorsa, size yazdığım şeylerin Rabbin emri olduğunu anlasın.
38. Fakat eğer bir kimse cahilse, cahil olsun.
39. Bundan dolayı, kardeşlerim, peygamberlik etmeği gayretle isteyin, ve dillerle söylemeğe mani olmayın.
40. Fakat her şey münasip surette ve nizamla olsun.

BAP 13

EĞER insanların ve meleklerin dillerile söylersem, fakat sevgim olmazsa, ses çıkaran bir bakır, yahut öten bir zil olmuş olurum.
2. Eğer peygamberliğim olursa, ve bütün sırları ve her ilmi bilirsem, ve eğer dağları nakledecek bütün imanım olursa, fakat sevgim olmazsa, bir hiçim.
3. Ve eğer bütün mallarımı sadaka olarak yedirirsem, ve eğer bedenimi yanmak üzre teslim edersem, fakat sevgim olmazsa, bana hiç faide etmez.
4. Sevgi çok sabreder, lûtufla muamele eder, sevgi haset etmez; sevgi övünmez, kibirlenmez;
5. çirkin muamele etmez, kendi faidesini aramaz, hiddetlenmez, kötülük saymaz;
6. haksızlığa sevinmez, fakat hakikat ile beraber sevinir;
7. her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi ümit eder, her şeye sabreder.
8. Sevgi asla zeval bulmaz; fakat peygamberlikler ise, iptal olunacaklar; diller ise, bitecekler; ilim ise, iptal olunacaktır.
9. Çünkü cüzî biliriz, cüzî peygamberlik ederiz;
10. fakat kâmil olan geldiği zaman, cüzî olan iptal olunacaktır.
11. Çocukken, çocuk gibi söylerdim, çocuk gibi anlardım, çocuk gibi düşünürdüm; adam olunca, çocuk şeylerini bıraktım.
12. Çünkü şimdi ayna ile muammalı surette görüyoruz, fakat o zaman yüz yüze göreceğiz; şimdi cüzî biliyorum, fakat o zaman bilindiğim gibi bileceğim.
13. Şimdi ise, iman, ümit, sevgi, bu üçü kalıyor; ve bunların en büyüğü sevgidir.

BAP 12

İMDİ ruhanî mevhibelere gelince, ey kardeşler, sizin cahil kalmanızı istemem.
2. Bilirsiniz ki, siz putperestken, dilsiz putlara sizi götürdükleri gibi götürüldünüz.
3. Bunun için size bildiririm ki hiç kimse Allahın Ruhu ile söyliyerek: İsa lânetlidir, demez; ve hiç kimse Ruhülkudüsle değilse: İsa Rabdir, diyemez.
4. Ve mevhibelerin çeşitleri var, fakat ayni Ruhtur.
5. Ve hizmetlerin çeşitleri var, ve ayni Rabdir.
6. Ve işlerin çeşitleri var, fakat hepsinde her şeyi işliyen ayni Allahtır,
7. Fakat herkese Ruhun izharı menfaat için veriliyor.
8. Çünkü kimine Ruh vasıtası ile hikmet kelâmı, ve diğerine ayni Ruha göre ilim kelâmı,
9. başkasına ayni Ruhla iman; ve diğerine ayni Ruhla şifa mevhibeleri,
10. ve diğerine kudretli işler yapmak; ve diğerine peygamberlik; ve diğerine ruhların temyizi; başkasına dillerin cinsleri; ve diğerine dillerin tercümesi veriliyor;
11. fakat murat ettiği gibi, herkese ayrı ayrı tevzi ederek hep bunları bir ve ayni Ruh işliyor.
12. Çünkü beden bir, ve azası çok olduğu gibi, bedenin bütün azası çok oldukları halde beden birdir; Mesih de böyledir.
13. Çünkü biz, gerek Yahudi gerek Yunanlı, gerek kul, gerek hür, hepimiz bir beden olmak üzre bir Ruhta vaftiz olunduk, ve hepimize bir Ruhtan içirildi.
14. Çünkü beden de bir uzuv değil, fakat çok azadır.
15. Eğer ayak: El olmadığım için bedenden değilim, derse, bundan dolayı bedende yok değildir.
16. Ve eğer kulak: Göz olmadığım için bedenden değilim, derse, bundan dolayı bedende yok değildir.
17. Eğer bütün beden göz olsaydı, işitme nerede kalırdı? Eğer hepsi işitme olsaydı, koklama nerede kalırdı?
18. Fakat şimdi Allah azanın her birini bedende istediği gibi koydu.
19. Ve eğer hepsi bir uzuv olsaydı, beden nerede kalırdı?
20. Fakat şimdi çok aza, fakat bir beden var.
21. Ve göz ele: Sana ihtiyacım yoktur, yahut baş da ayaklara: Size ihtiyacım yoktur, diyemez.
22. Fakat daha ziyade, bedenin daha zayıf görünen azası lüzumludur;
23. ve daha itibarsız saydığımız bedenin azasına daha ziyade itibar veririz; ve güzel olmıyan azamızın daha ziyade güzelliği vardır;
24. fakat güzel azamızın ihtiyacı yoktur; ancak Allah eksik olana ziyade itibar vererek bedeni imtizaç ettirdi;
25. ta ki bedende ayrılık olmasın; fakat aza ayni derecede birbirini kayırsınlar.
26. Eğer bir uzuv elem çekerse, bütün aza beraber elem çeker; eğer bir uzuv şeref bulursa, bütün aza beraber sevinirler.
27. İmdi siz Mesihin bedeni, ve ayrı ayrı azasısınız.
28. Ve Allah kilisede bazıları, önce resuller; ikinci, peygamberler; üçüncü, muallimler; sonra kudretli işler, sonra şifa mevhibeleri, yardımlar, idareler, dillerin cinslerini koydu.
29. Hepsi resul mü? hepsi peygamber mi? hepsi muallim mi? hepsi kudretli işler yapar mı?
30. hepsinin şifa mevhibeleri var mı? hepsi dillerle söylerler mi? hepsi tercüme ederler mi?
31. Fakat daha iyi mevhibeleri gayretle isteyin. Ve yine size daha âlâ bir yol göstereyim.

BAP 11

BEN Mesihe uyduğum gibi, siz de bana uyun.
2. İmdi her şeyde beni hatırladığınız, ve size teslim ettiğim gibi talimleri tuttuğunuz için, sizi methederim.
3. Fakat bilmenizi isterim ki, her erkeğin başı Mesih, ve kadının başı erkek, ve Mesihin başı Allahtır.
4. Başı örtülü olarak dua eden, yahut peygamberlik eden her erkek, başını küçük düşürür.
5. Fakat başı örtüsüz olarak dua eden, yahut peygamberlik eden her kadın, başını küçük düşürür; çünkü tıraş edilmiş olmakla bir ve ayni şeydir.
6. Çünkü eğer kadın örtünmiyorsa, saçı da kesilsin; fakat kadına saç kesmek, yahut tıraş olmak ayıp ise, örtünsün.
7. Çünkü erkek, Allahın sureti ve izzeti olduğu için, başını örtmemelidir; fakat kadın erkeğin izzetidir.
8. Çünkü erkek kadından değil, fakat kadın erkektendir;
9. çünkü erkek de kadın için değil, fakat kadın erkek için yaratıldı.
10. Bunun için melekler sebebinden kadın, başı üzerinde hâkimiyet alâmetine malik olmalıdır.
11. Bununla beraber, Rabde ne kadın erkeksiz, ne de erkek kadınsızdır.
12. Çünkü kadın erkekten olduğu gibi, böylece erkek de kadın vasıtası iledir; fakat her şey Allahtandır.
13. Siz kendi nefsinizde hükmedin; kadının örtüsüz Allaha dua etmesi yakışır mı?
14. Tabiat bile size öğretmiyor mu ki, erkeğin uzun saçlı olması kendisi için hürmetsizlik,
15. fakat kadının uzun saçlı olması kendisine izzettir? Çünkü saçı kendisine örtü olarak verilmiştir.
16. Fakat eğer bir kimse çekişici olmak istiyorsa, bizim böyle bir âdetimiz yoktur, ne de Allahın kiliselerinin vardır.
17. Fakat bunu tenbih ederek daha iyisi için değil, ancak daha kötüsü için toplanmalarınızı methetmem.
18. Çünkü evvelâ, kilisede toplandığınız zaman, aranızda ayrılıklar olduğunu işitiyorum; ve bir parça inanıyorum.
19. Çünkü aranızda makbul olanların belli olması için aranızda fırkalar da olması lâzımdır.
20. İmdi bir yere toplandığınız zaman, Rabbin akşam yemeğini yemek için değildir;
21. çünkü yemekte herkes önce kendi akşam yemeğini alır, ve kimi aç kalır, kimi de sarhoş olur.
22. Acaba yemek ve içmek için evleriniz yok mudur? yahut Allahın kilisesini hor mu görüyorsunuz? ve bir şeyi olmıyanları utandırıyor musunuz? Size ne diyeyim? sizi methedeyim mi? Bunda methetmem.
23. Çünkü size teslim ettiğimi ben Rabden aldım; Rab İsa ele verildiği gece, ekmek aldı,
24. ve şükrettikten sonra, kırdı ve dedi: Bu sizin için olan benim bedenimdir; bunu benim zikrim için yapın.
25. Böylece de akşam yemeğinden sonra, kâseyi aldı ve dedi: Bu kâse benim kanımda yeni ahittir; her kere içtikçe, benim zikrim için bunu yapın.
26. Çünkü bu ekmeği her yediğiniz ve kâseyi içtiğiniz zaman, kendisi gelinciye kadar Rabbin ölümünü ilân edersiniz.
27. Bunun için her kim lâyık olmıyan tarzda ekmeği yerse, yahut Rabbin kâsesinden içerse, Rabbin bedenine ve kanına karşı suçlu olur.
28. Fakat insan kendi kendini imtihan etsin, ve öylece ekmekten yesin, ve kâseden içsin.
29. Çünkü yiyen ve içen, bedeni farketmezse, kendisine karşı hüküm yer ve içer.
30. Bundan dolayı sizden bir çoğu zayıf ve hastadırlar, ve epeyi kimseler uyuyorlar.
31. Fakat eğer kendi kendimizi farketseydik, mahkûm olmazdık.
32. Fakat hükmolunduğumuz zaman, dünya ile beraber mahkum olmıyalım diye, Rab tarafından tedip olunuyoruz.
33. Bundan dolayı, kardeşlerim, yemek için toplandığınız zaman, birbirinizi bekleyin.
34. Eğer bir kimse aç ise, evde yesin; ta ki hüküm için toplanmıyasınız. Ve geri kalan şeyleri geldiğim zaman tertip edeceğim.

BAP 10

ÇÜNKÜ, ey kardeşler, size meçhul kalmasını istemem ki bütün atalarımız bulut altında idiler, ve hepsi denizden geçtiler;
2. ve hepsi bulutta ve denizde Musaya vaftiz olundular;
3. ve hepsi ayni ruhanî yiyecek yediler;
4. ve hepsi ayni ruhanî içecek içtiler; çünkü artlarınca gelen ruhanî kayadan içiyorlardi; ve o kaya Mesihti.
5. Fakat Allah onların çoğundan razı değildi; çünkü çölde yere serildiler.
6. Ve onlar kötü şeylere iştihalı oldukları gibi, biz de iştihalı olmıyalım diye bu şeyler bize misaller oldu.
7. Onlardan bazıları gibi putperest de olmayın; nitekim yazılmıştır: “Kavm yemeğe ve içmeğe oturdu, ve oynamağa kalktılar.”*
8. Ve zina etmiyelim, nitekim onlardan bazıları zina ettiler, ve bir günde yirmi üç bin kişi düştüler.
9. Ve Rabbi denemiyelim, nitekim onlardan bazıları denediler, ve yılanlarla helâk edildiler.
10. Ve söylenmeyin, nitekim onlardan bazıları söylendiler, ve helâk edici tarafından helâk edildiler.
11. Ve bu şeyler misal olarak onlara vaki oluyordu; ve devirlerin sonuna yetişmiş olan bizlere nasihat olmak için yazıldı.
12. Bunun için, duruyorum zanneden sakınsın, düşmesin.
13. İnsanî olandan başka bir tecrübeye tutulmadınız; fakat Allah sadıktır, iktidarınızdan ziyade denenmenize izin vermiyecektir; fakat dayanabilesiniz diye tecrübe ile beraber kurtuluş yolunu da yapacaktır.
*Çıkış 32:6.
14. Bundan dolayı, sevgililerim, putperestlikten kaçın.
15. Akıllılara söyler gibi söyliyorum; dediğime siz hükmedin.
16. Bereketlediğimiz bereket kâsesi, Mesihin kanına iştirak değil midir? Kırdığımız ekmek, Mesihin bedenine iştirak değil midir?
17. Mademki ekmek birdir, çok olduğumuz halde bir bedeniz; çünkü hepimiz bir ekmekten hissedarız.
18. Bedene göre İsraile bakın; kurbanları yiyenler mezbah ile iştirak edenler değil midirler?
19. İmdi ne diyorum? put kurbanı bir şey midir? yahut put bir şey midir?
20. Fakat diyorum ki Milletler kurban ettikleri şeyleri Allaha değil, cinlere kurban ediyorlar; ve cinlerle iştirak etmenizi istemem.
21. Rabbin kâsesinden ve cinlerin kâsesinden içemezsiniz; Rabbin sofrasından ve cinlerin sofrasından hissedar olamazsınız.
22. Yahut Rabbi gayrete mi getiriyoruz? acaba ondan kuvvetli miyiz?
23. Her şey caizdir; fakat her şey faideli değildir. Her şey caizdir; fakat her şey bina etmez.
24. Herkes kendisinin iyiliğini değil, fakat başkasınınkini arasın.
25. Vicdan için hiç bir şey tahkik etmiyerek kasaplar çarşısında satılan her şeyi yiyin;
26. çünkü: “Yeryüzü ve onun doluluğu Rabbindir.”*
27. Eğer iman etmiyenlerden biri sizi çağırır, ve gitmek isterseniz, vicdan için hiç bir şey tahkik etmiyerek önünüze konulan her şeyi yiyin.
28. Fakat eğer biri size: Bu bir kurban etidir, derse, o haber veren için ve vicdan için yemeyin;
29. vicdan diyorum, senin değil, ötekinin vicdanı; çünkü niçin benim hürriyetime başka vicdanla hükmolunuyor?
30. Eğer şükrederek hissemi alıyorsam, şükrettiğim şeyden dolayı niçin takbih olunuyorum?
31. İmdi gerek yer, gerek içer, ve her ne yaparsanız, her şeyi Allahın izzeti için yapın.
32. Gerek Yahudilere, gerek Yunanlılara ve gerek Allahın kilisesine tökez olmayın;
33. nasıl ki ben de kendi menfaatimi değil, kurtulsunlar diye bir çoklarının menfaatini arıyarak, her şeyde cümleyi hoşnut ediyorum.
*Mezmur 24:1.

BAP 9

HÜR değil miyim? resul değil miyim? Rabbimiz İsayı görmedim mi? siz Rabde benim işim değil misiniz?
2. Eğer başkalarına değilsem, fakat hiç olmazsa, size resulüm; çünkü siz Rabde risaletimin mührüsünüz.
3. Hakkımda tahkikat yapanlara müdafaam budur.
4. Yemeğe ve içmeğe salâhiyetimiz yok mudur?
5. Diğer resuller, ve Rabbin kardeşleri, ve Kifas gibi, yanımızda iman eden bir karı gezdirmeğe salâhiyetimiz yok mudur?
6. Yahut çalışmamağa yalnız benim ve Barnabasın mı salâhiyetimiz yoktur?
7. Kim kendi mesarifile askerlik yapar? kim bağ diker, ve onun meyvasını yemez? yahut kim sürü güder, ve sürünün südünden içmez?
8. Acaba bu şeyleri insana göre mi söyliyorum, yahut şeriat de bu şeyleri söylemez mi?
9. Çünkü Musanın şeriatinde yazılmıştır: “Harman döven öküzün ağzını bağlamıyacaksın.”* Acaba Allah öküzleri mi kayırıyor?
10. yahut gerçekten bizim için mi diyor? Evet, bizim için yazıldı: çünkü çift sürenin ümitle sürmesi, ve harman dövenin hissedar olmak ümidile dövmesi lâzımdır.
11. Mademki biz size ruhanî şeyler ektik, sizin cismanî şeylerinizi biz biçeceksek, büyük şey mi?
12. Eğer başkaları size hâkimiyette hissedar iseler, biz daha ziyade değil miyiz? Fakat biz bu hâkimiyeti kullanmadık; ancak Mesihin inciline bir mania çıkarmıyalım diye, her şeye katlanıyoruz.
13. Bilmez misiniz ki mukaddes şeylere hizmet edenler mabetten yerler, ve mezbahı bekliyenler mezbahla hissedardırlar?
14. Ve böylece incili ilân edenlerin incilden yaşamalarını Rab tayin etti.
15. Fakat ben bunların hiç birini kullanmadım; ve bana böyle yapılsın diye bu şeyleri yazmıyorum; çünkü birinin benim övünmemi boşa çıkarmasından ise, ölmek benim için daha iyidir.
16. Zira incili vâzediyorum diye, benim için övünme olmaz; çünkü bir mecburiyet altındayım; çünkü eğer incili vâzetmezsem, vay bana!
17. Zira istiyerek bunu yaparsam, ücretim vardır; fakat istemiyerek ise, yine vekâlet bana emanet edilmiştir.
18. İmdi benim ücretim nedir? İncilde olan salâhiyetimi ifratla istimal etmemek için, incili vâzederken, incili meccanen arzetmektir.
19. Çünkü herkesten azatken, daha çok adam kazanayım diye, kendimi herkese kul ettim.
20. Ve Yahudileri kazanayım diye Yahudilere Yahudi gibi davrandım; kendim şeriat altında olmadığım halde, şeriat altında olanları kazanayım diye şeriat altında olanlara şeriat altında gibi davrandım;
21. Allaha karşı şeriati olmıyanlardan değil, ancak Mesihin şeriati altında olarak şeriati olmıyanları kazanayım diye, şeriati olmıyanlara şeriati olmıyan gibi davrandım.
22. Zayıfları kazanayım diye zayıflara zayıf oldum; her suretle bazılarını kurtarayım diye herkese her şey oldum.
23. Ve hepsini incil için yapıyorum, ta ki onda hissedar olayım.
24. Bilmez misiniz ki koşu meydanında yarışanların hepsi gerçi koşarlar, fakat mükâfatı birisi alır? Öyle koşun ki, nail olasınız.
25. Müsabakaya cehdeden her adam her şeyde nefsini zapteder. Onlar fani bir çelenk almak için, fakat biz fani olmıyan için yaparız.
26. İmdi kararsızca değil, ben böyle koşarım; havayı döver gibi değil, böyle yumruklarım;
27. fakat bedenime cefa verip onu köle ederim; ta ki, başkalara vâzettikten sonra, ben kendim merdut olmıyayım.
*Tesniye 25:4.

BAP 8

İMDİ putlara kurban edilen şeylere gelince: Hepimizin bilgisi olduğunu biliriz. Bilgi kibirlendirir, fakat sevgi bina eder.
2. Eğer bir kimse bir şey bildiğini sanıyorsa, henüz bilmesi lâzım olduğu gibi hiç bir şey bilmiyor;
3. fakat bir adam Allahı severse, o kimse onun tarafından bilinir.
4. İmdi putlara kurban edilen şeylerin yenmesine gelince, biliriz ki, put dünyada bir şey değildir, ve birden başka Allah yoktur.
5. Çünkü yerde olsun, gökte olsun, ilâh denilenler varsa da (nitekim çok ilâhlar ve çok rabler vardır);
6. fakat bizim için bir Allah Baba, vardır; her şey ondandır, ve biz onun içiniz; ve bir Rab, İsa Mesih, vardır; her şey onun vasıtası iledir, ve biz onun vasıtası ileyiz.
7. Fakat bütün insanlarda bu bilgi yoktur; lâkin bazıları şimdiye kadar puta alışkanlıkla, puta kurban edilmiş bir şey diye yiyorlar, ve onların vicdanı zayıf olduğu için lekeleniyor.
8. Fakat yiyecek bizi Allaha makbul kılmaz; yemezsek, eksikliğimiz olmaz; yersek de, fazlalığımız olmaz.
9. Fakat dikkat edin ki bu salâhiyetiniz bir suretle zayıflara tökez olmasın.
10. Çünkü bir kimse bilgi sahibi olan seni puthanede sofraya oturmuş görürse, putlara kurban edilmiş şeyleri yemek için, eğer kendisi zayıf ise, vicdanı cesaret almaz mı?
11. Çünkü zayıf adam, kendisi için Mesihin öldüğü kardeş, senin bilginle helâk olur.
12. Ve böylece kardeşlere karşı günah ederek ve onların zayıf vicdanını yaralıyarak Mesihe karşı günah edersiniz.
13. Bundan dolayı, eğer yiyecek kardeşimin sürçmesine sebep oluyorsa, kardeşimi sürçtürmiyeyim diye, ebediyen hiç et yemem.

BAP 7

İMDİ yazdığınız şeylere gelince: Adam için kadına dokunmamak iyidir.
2. Fakat zinalardan dolayı herkesin kendi karısı olsun, ve her kadının kendi kocası olsun.
3. Koca karısına, ve böylece de karı kocasına hakkını eda etsin.
4. Kendi bedeni üzerine karının değil, ancak kocasının hâkimiyeti vardır; ve böylece de kendi bedeni üzerine kocanın değil, ancak karısının hakimiyeti vardır.
5. Birbirinizi mahrum etmeyin, meğer ki dua ile meşgul olmanız için iki tarafın rızasile muvakkaten olsun, ve tekrar birleşin, ta ki imsaksizliğinizden dolayı Şeytan sizi iğva etmesin.
6. Fakat emir olarak değil, müsaade olarak bunu diyorum.
7. Lâkin bütün insanların benim kendim gibi olmalarını istiyorum; fakat kimi böyle, kimi şöyle, herkesin Allahtan kendi mevhibesi vardır.
8. Fakat evlenmemişlere, ve dul kadınlara diyorum: Benim gibi kalsalar, onlar için iyidir.
9. Fakat eğer imsakleri yoksa, evlensinler; çünkü yanmaktan ise, evlenmek daha iyidir.
10. Fakat evli olanlara ben değil, ancak Rab emrediyor: Karı kocasından ayrılmasın
11. (fakat eğer ayrılırsa da, kocasız kalsın, yahut kocası ile barışsın); ve koca karısını bırakmasın.
12. Fakat diğerlerine Rab değil, ben diyorum: Eğer bir kardeşin iman etmiyen karısı varsa, ve kadın kendisile oturmağa razı ise, onu bırakmasın.
13. Ve bir kadın, ki iman etmiyen kocası vardır, ve o kendisile oturmağa razıdır, kocasını bırakmasın.
14. Çünkü iman etmiyen koca, karısında takdis olunur, ve iman etmiyen karı, kardeşte takdis olunur; yoksa çocuklarınız o halde murdar olurdu; fakat şimdi mukaddestirler.
15. Fakat eğer iman etmiyen ayrılırsa, ayrılsın; kardeş yahut kızkardeş bu gibi hallerde esaret altında değildir; fakat Allah sizi selâmette çağırdı.
16. Çünkü, ey kadın, kocanı kurtaracağını ne bilirsin? yahut, ey erkek, karını kurtaracağını ne bilirsin?
17. Ancak Rab herkese nasıl tevzi etti ise, Allah herkesi nasıl çağırdı ise, öylece yürüsün. Ve bütün kiliselerde böylece tenbih ediyorum.
18. Bir adam sünnetli iken çağırıldı mı? sünnetsiz olmasın. Bir adam sünnetsizlikte mi çağırıldı? sünnet olmasın.
19. Sünnetlilik bir şey değildir, ve sünnetsizlik bir sey değildir; fakat Allahın emirlerinin tutulması.
20. Herkes çağırıldığı halde kalsın.
21. Kul iken çağırıldın mı? sana kaygı olmasın; fakat eğer azat olabilirsen, daha ziyade onu kullan.
22. Çünkü Rabde çağırılmış olan kul, Rabbin azatlısıdır, hür iken çağırılmış olan da Mesihin kuludur.
23. Paha ile satın alındınız; insanların kulları olmayın.
24. Kardeşler, herkes ne halde çağırıldı ise, Allah ile o halde kalsın.
25. Fakat kızlar hakkında Rabden emrim yoktur; fakat itimada lâyık olmak için Rab tarafından merhamete nail olmuş bir adam olarak rey veriyorum.
26. İmdi sanırım ki, şimdi üzerimizde olan sıkıntı sebebile bu iyidir, yani, insana olduğu gibi kalmak iyidir.
27. Kadına bağlı mısın? çözülmeyi arama. Kadından çözülmüş müsün? kadını arama.
28. Fakat eğer evlenirsen, günah etmezsin; ve eğer bir kız evlenirse, günah etmez. Fakat böyle kimselerin bedende sıkıntısı olacaktır; ve ben sizi esirgiyorum.
29. Ey kardeşler, bunu da beyan ediyorum; vakit kısaltılmıştır; bundan böyle karıları olanlar karıları yok gibi,
30. ve ağlıyanlar ağlamıyor gibi, ve sevinenler sevinmiyor gibi, ve satın alanlar malı yok gibi,
31. ve dünyayı kullananlar ifratla kullanmıyor gibi olsunlar; çünkü bu dünyanın heyeti geçiyor.
32. Fakat kaygısız olmanızı istiyorum. Evlenmemiş adam nasıl Rabbi hoşnut etsin diye Rabbin şeyleri için kaygı çeker;
33. fakat evlenmiş olan adam, nasıl karısını hoşnut etsin, diye dünya şeyleri için kaygıçeker, ve taksim olunur.
34. Evlenmemiş olan kadın ve kız hem bedence, hem ruhça, mukaddes olsun diye, Rabbin şeyleri için kaygı çeker, fakat evlenmiş olan kadın nasıl kocasını hoşnut etsin diye dünya seyleri için kaygı çeker.
35. Ve bunu üzerinize kement atmak için değil, fakat yakışan halde olasınız, ve zihniniz dağılmıyarak Rabbe mülâzemet edesiniz diye, sizin kendi menfaatiniz için söyliyorum.
36. Fakat bir kimse kızı hakkında yolsuz muamele ettiğini sanırsa, eğer yaşı geçmişse, ve öyle olması icap ederse, istediğini yapsın; günah işlemez; evlendirsin.
37. Fakat mecburiyeti olmıyarak ve kendi iradesine hâkimiyeti olarak yüreğinde sabit duran adam kendi kızını yanında tutmağa yüreğinde karar vermişse, iyi eder.
38. Ve böylece kendi kızını evlendiren iyi eder; ve evlendirmiyen daha iyi eder.
39. Kocası ne kadar vakit yaşarsa, kadın bağlıdır; fakat eğer kocası ölürse, istediği kimse ile evlenmekte serbesttir; ancak Rabde olsun.
40. Fakat eğer öyle kalırsa, benim reyime göre daha mutludur; ve bende de Allahın Ruhu vardır, sanırım.

BAP 6

DİĞERİNE karşı davası olan sizden biri mukaddesler huzurunda değil, haksızlar huzurunda muhakeme olunmağa cesaret eder mi?
2. Yahut mukaddeslerin dünyaya hükmedeceklerini bilmez misiniz? Ve eğer dünya sizin tarafınızdan hükmolunursa, en küçük şeylere hükmetmeğe liyakatsiz misiniz?
3. Meleklere hükmedeceğimizi bilmez misiniz? bu hayata ait şeyler nerede kalır?
4. İmdi eğer bu hayata ait şeylere hükmetmeniz lâzım gelirse, kilisede hiçe sayılan kimseleri hükmetmeğe oturtur musunuz?
5. Size utanç olsun diye söyliyorum. Böylece kardeşler arasında hükmetmeğe muktedir olacak bir hikmetli adam aranızda bulunamaz mı?
6. fakat kardeş kardeşle muhakeme olunuyor, bu da imansızlar huzurunda!
7. Gerçek, zaten birbirinizle davalarınız olması sizin için tamamen bozgunluktur. Daha ziyade niçin haksızlık çekmiyorsunuz? daha ziyade niçin mağdur olmuyorsunuz?
8. Fakat siz haksızlık ediyor ve gadrediyorsunuz, bunu da kardeşlere.
9. Yahut bilmez misiniz ki haksızlar Allahın melekûtunu miras almıyacaklardır? Aldanmayın; ne zaniler, ne putperestler, ne facirler, ne muhannesler, ne lûtiler,
10. ne hırsızlar, ne tamakârlar, ne ayyaşlar, ne sövücüler, ne de gasıplar Allahın melekûtunu miras alacaklardır.
11. Ve bazılarınız böyle idiniz; fakat yıkandınız, fakat takdis olundunuz, fakat Rab İsa Mesihin isminde ve Allahımızın Ruhunda salih kılındınız.
12. Her şey bana caizdir; fakat her şey faideli değildir. Her şey bana caizdir; fakat ben bir şeyin hâkimiyeti altına girmiyeceğim.
13. Yemekler karın için, ve karın yemekler içindir; fakat Allah onu da, onları da yok edecektir. Fakat beden zina için değil, ancak Rab içindir; Rab da beden içindir;
14. ve Allah hem Rabbi kıyam ettirdi, hem de bizi kendi kudretile kıyam ettirecektir.
15. Bilmez misiniz ki bedenleriniz Mesihin azasıdır? imdi Mesihin azasını kendisinden alıp fahişe azası yapayım mı? Hâşâ.
16. Yahut fahişeye yapışanın onunla bir vücut olduğunu bilmez misiniz? çünkü: “İkisi bir vücut olacaklar,”* diyor.
17. Fakat Rabbe yapışan onunla bir ruh olur.
18. Zinadan kaçın. İnsanın işlediği her günah bedenden hariçtir; fakat zina eden kendi bedenine karşı günah işler.
19. Yahut bilmez misiniz ki bedeniniz Allahtan aldığınız sizde olan Ruhülkudüsün mabedidir? ve kendi kendinizin değilsiniz;
20. çünkü paha ile satın alındınız; bunun için Allahı bedeninizde taziz edin.
*Tekvin 2:24.

BAP 5

FİLVAKİ aranızda zina olduğu işitiliyor, ve öyle zina ki Milletler arasında bile olmuyor; hattâ biri babasının karısını almıştır.
2. Ve siz bu işi yapanın aranızdan kaldırılması için yas tutmadıktan başka, kabarıyorsunuz.
3. Çünkü ben bedence gaip fakat ruhça hazır olarak bunu böylece işlemiş olan adama hazırmışım gibi zaten hüküm verdim; bu da,
4. Rabbimiz İsanın ismile, siz ve benim ruhum Rabbimiz İsanın kudretile beraber bir araya toplanmış olarak
5. bedenin helâki için böyle bir adamı Şeytana teslim etmektir; ta ki Rab İsanın gününde ruhu kurtulsun.
6. Sizin övünmeniz iyi değildir. Biraz mayanın bütün hamuru mayalandırdığını bilmez misiniz?
7. Eski mayayı kaldırın, ta ki mayasız olduğunuz gibi, yeni hamur olasınız. Çünkü bizim fıshımız olan Mesih de kurban edilmiştir;
8. bunun için ne eski maya ile, ne de şerirlik ve kötülük mayası ile, fakat hulûs ve hakikatin mayasız ekmeği ile bayram edelim.
9. Zanilerle ihtilât etmemeği size mektubumda yazdım;
10. tamamen bu dünyanın zanileri ile, yahut tamakârları ile, ve gasıpları ile, yahut putperestlerile demek istemedim; yoksa bu halde dünyadan çıkmağa mecbur olurdunuz.
11. Fakat kardeş denilen biri zani, yahut tamakâr, yahut putperest, yahut sövücü, yahut ayyaş, yahut gasıp olursa, ihtilât etmemeği, hattâ böyle birile yemek yememeği şimdi size yazdım.
12. Çünkü dışarda olanlara hükmetmek ne vazifem? Siz içerdekilere hükmetmez misiniz?
13. Fakat dışarda olanlara Allah hükmeder. Kötü adamı kendi aranızdan çıkarın.

BAP 4

BÖYLECE insan bizi Mesihin hizmetçileri ve Allahın sırlarının kâhyaları gibi saysın.
2. Bundan başka, burada kâhyalardan istenilen, bir kimsenin sadık bulunmasıdır.
3. Fakat sizin tarafınızdan, yahut insanî mahkeme tarafından muhakeme edilmek benim için en küçük bir şeydir; hattâ kendimi de muhakeme etmem.
4. Çünkü kendime karşı bir şey bilmiyorum; fakat bununla tebriye olunmuş değilim; ancak beni muhakeme eden Rabdir.
5. Böylece Rab gelinciye kadar, vaktinden evel bir şeye hükmetmeyin; karanlığın gizli şeylerini o aydınlatacak, ve yüreklerin muratlarını belli edecektir; ve o zaman her adamın methi Allahtan olacaktır.
6. Ve, ey kardeşler, sizden ötürü bu şeyleri kendime ve Apollosa temsilen tatbik ettim; ta ki yazılmış olandan ziyade düşünmemeği bizde ögrenesiniz, ve kimse biri için diğerine karşı kabarmasın.
7. Çünkü kim seni farklı kılıyor? ve almadığın nen var? ve eğer aldınsa, niçin almamış olan gibi övünüyorsun?
8. Zaten doyuruldunuz, zaten zengin oldunuz, biz olmadan saltanat sürdünüz; ve keşke saltanat sürseydiniz de, biz de sizinle saltanat süreydik.
9. Çünkü Allah biz resulleri ölüme mahkûm olanlar gibi sonuncular olarak teşhir etti, sanırım; çünkü dünyaya, meleklere ve insanlara bir temaşa olduk.
10. Biz Mesih için akılsızlarız, fakat siz Mesihte akıllılarsınız; biz zayıflarız, fakat siz kuvvetlilersiniz; siz izzetlilersiniz, fakat biz itibarsızlarız.
11. Bu saate kadar açlık ve susuzluk çekiyoruz, ve çıplak kalıyoruz, ve dövülüyoruz, ve mekânımız yoktur;
12. ve kendi ellerimizle işliyerek çalışıyoruz; sövülünce, hayırdua ederiz; eza çekince, sabrederiz;
13. iftira edilince, yalvarırız; şimdiye kadar dünyanın süprüntüsü, cümlenin kazıntısı gibi olduk.
14. Sizi utandırmak için değil, fakat sevgili çocuklarım gibi nasihat etmek için bu şeyleri yazıyorum.
15. Çünkü Mesihte eğer on bin mürebbiniz bile olsa, çok babanız yoktur; çünkü incil vasıtası ile Mesih İsada ben sizin babanız oldum.
16. İmdi bana uymanızı sizden rica ederim.
17. Bunun için Rabde sevgili ve sadık çocuğum Timoteosu size gönderdim; her yerde her kilisede öğrettiğim gibi, Mesihte olan yollarımı o size hatırlatacaktır.
18. Gûya ben size gelmiyecekmişim diye bazıları kabarmışlar.
19. Fakat Rab murat ederse size yakında geleceğim; ve kabarmış olanların sözünü değil, fakat kuvvetini bileceğim.
20. Çünkü Allahın melekûtu sözde değil, kuvvettedir.
21. Ne istiyorsunuz? size değnekle mi, yahut sevgi ve mülâyimlik ruhu ile mi geleyim?

BAP 3

EY kardeşler, ben de size ruhanîlere söyler gibi söyliyemedim, ancak cismanîlere, ve Mesihte çocuklara söyler gibi söyledim.
2. Size yiyecek değil, süt verdim; çünkü daha kadir değildiniz; ve şimdi bile kadir değilsiniz;
3. çünkü henüz cismanîsiniz; zira mademki aranızda kıskançlık ve çekişme vardır, cismanî değil misiniz? ve insana göre yürümiyor musunuz?
4. Çünkü biri: Ben Pavlusun, ve diğeri: Ben Apollosunum, diyince, insanlar değil misiniz?
5. İmdi Apollos nedir? ve Pavlus nedir? Her birine Rabbin verdiğine göre, vasıtaları ile iman ettiğiniz hizmetçilerdir.
6. Ben diktim, Apollos suladı; fakat Allah büyüttü;
7. böylece ne diken, ne de sulıyan bir şey değildir, fakat büyüten Allah.
8. İmdi diken ve sulıyan birdirler; fakat her biri kendi ücretini kendi emeğine göre alacaktır.
9. Çünkü Allahın iş arkadaşlarıyız; Allahın ziraati, Allahın binasısınız.
10. Bana verilen Allahın inayetine göre, hikmetli mimar gibi, temel koydum; başkası da üzerine bina ediyor. Fakat herkes üzerine nasıl bina ettiğine dikkat etsin.
11. Çünkü konulan temelden, yani, İsa Mesihten başka, kimse diğer temel koyamaz.
12. Fakat eğer bir kimse bu temel üzerine altın, gümüş, kıymetli taşlar, tahta, ot, kamış bina ederse,
13. herkesin işi zahir olacaktır; zira gün onu beyan edecektir, çünkü ateşle keşfolunacaktır; herbirinin işi ne çeşit olduğunu ateş kendisi ispat edecektir.
14. Eğer onun üzerine bir kimsenin bina ettiği iş durursa, ücret alacaktır.
15. Eğer bir kimsenin işi yanarsa, zarar çekecek; fakat kendisi kurtulacaktır; ancak ateş içinden geçer gibi.
16. Bilmez misiniz ki Allahın mabedisiniz, ve Allahın Ruhu sizde durur?
17. Eğer bir kimse Allahın mabedini bozarsa, Allah onu bozacaktır; çünkü Allahın mabedi mukaddestir; o mabet sizsiniz.
18. Kimse kendi kendisini aldatmasın. Eğer bir kimse aranızda bu dünyada kendisini hikmetli sayarsa, hikmetli olmak için akılsız olsun.
19. Çünkü bu dünyanın hikmeti Allahın indinde akılsızlıktır. Çünkü yazılmıştır: “O, hikmetlileri kendi hilelerinde yakalar;”*
20. ve yine yazılmıştır: “Rab hikmetlilerin düşünceleri boş olduğunu bilir.”*
21. Bunun için kimse insanlarla övünmesin. Çünkü her şey sizindir;
22. gerek Pavlus, gerek Apollos, gerek Kifas, gerek dünya, gerek hayat, gerek ölüm, gerek hazır olan şeyler, gerek gelecek şeyler; hepsi sizindir,
23. ve siz Mesihinsiniz; Mesih de Allahındır.
*Eyub 5:13.
*Mezmur 94:11.

BAP 2

VE, ey kardeşler, ben size Allahın şehadetini ilân ederek size geldiğim zaman, kelâm ve hikmet ulviyetile gelmedim.
2. Çünkü aranızda başka bir şey bilmemeğe, ancak İsa Mesihi, ve onu haça gerilmiş olarak bilmeğe azmettim.
3. Ve ben aranızda zayıflık ve korkuda, ve çok titremede idim;
4. ve sözüm ve vâzım hikmetin kandırıcı sözü ile değil, fakat Ruhun ve kuvvetin bürhani ile idi;
5. ta ki, imanınız insanların hikmetinde değil, fakat Allahın kudretinde olsun.
6. Fakat kâmiller arasında hikmet söyliyoruz; lâkin ne bu dünyanın, ne de bu dünyanın zeval bulan reislerinin hikmeti değil;
7. fakat Allahın dünyalardan evel izzetimiz için takdir ettiği Allahın saklı hikmetini sırda söyliyoruz;
8. onu bu dünyanın reislerinden hiç biri bilmedi; çünkü eğer bilselerdi, izzetin Rabbini haça germezlerdi;
9. fakat nitekim yazılmıştır: “Gözün görmediği, ve kulağın işitmediği, Ve insanın yüreğine girmediği, Yani, Allahın kendini sevenlere hazırladığı bütün şeyler.”*
*İşaya 64:4.
10. Fakat Allah onları bize Ruh ile keşfetti; çünkü Ruh bütün şeyleri, Allahın derin şeylerini bile araştırır.
11. Çünkü insanın şeylerini insanın kendisinde olan ruhundan başka insanlar arasında kim bilir? ve böylece Allahın Ruhundan başka, Allahın şeylerini kimse bilmez.
12. Fakat biz dünyanın ruhunu değil, ancak Allahtan olan Ruhu aldık; ta ki, Allah tarafından bize ihsan olunan şeyleri bilelim.
13. Bunları insanî hikmetin öğrettiği söz ile değil, ancak ruhanî şeyleri ruhanî sözlerle birleştirerek Ruhun öğrettiği söz ile söyliyoruz.
14. Fakat nefsanî adam, Allahın Ruhunun şeylerini kabul etmez; çünkü kendisi için akılsızlıktır, ve onları bilemez, çünkü ruhanî suretle muhakeme olunur.
15. Fakat ruhanî adam bütün şeyleri muhakeme eder, kendisi ise, hiç kimse tarafından muhakeme olunmaz.
16. Çünkü Rabbin fikrini kim bildi ki, ona öğretsin? Fakat Mesihin fikri bizdedir.

BAP 1

ALLAHIN iradesile Mesih İsanın resulü olmağa davet olunan Pavlus, ve Sostenis kardeş,
2. mukaddes olmağa davet olunup Mesih İsada takdis edilmiş olanlara, yani Korintosta olan Allahın kilisesine, ve onların ve bizim Rabbimiz İsa Mesihin ismini her yerde çağıranların hepsine:
3. Babamız Allah ve Rab İsa Mesihten size inayet ve selâmet olsun.
4. Mesih İsada size verilen Allahın inayeti için daima hakkınızda Allahıma şükrederim;
5. çünkü Mesihin şehadeti sizde pekiştirilmiş olduguna göre, her kelâmda ve her bilgide, her şeyde, onda zengin oldunuz;
6. şöyle ki, siz Rabbimiz İsa Mesihin zuhurunu bekliyerek
7. hiç bir mevhibede eksiğiniz yoktur;
8. o da sizi Rabbimiz İsa Mesihin gününde töhmetsiz olarak sona kadar pekiştirecektir.
9. Onun tarafından Oğlu Rabbimiz İsa Mesihin müşareketine davet olunduğunuz Allah sadıktır.
10. İmdi, ey kardeşler, ayni şeyi söylemenizi, ve aranızda fırkalar olmamasını, fakat ayni fikir ve ayni reyde birleşmiş olmanızı, Rabbimiz İsa Mesihin ismile sizden rica ederim.
11. Çünkü, kardeşlerim, sizin hakkınızda Kloinin evinden olanlar tarafından aranızda çekişmeler olduğu bana haber verildi.
12. Ve şunu demek istiyorum ki, sizden her biri: Ben Pavlusun, ve: Ben Apollosun, ve: Ben Kifasın, ve: Ben Mesihinim, diyor.
13. Mesih bölündü mü? Pavlus mu sizin için haça gerildi? yahut Pavlusun ismine mi vaftiz olundunuz?
14. Kimse benim ismime vaftiz olundunuz demesin, diye
15. Krispus ve Gayustan başka sizden kimseyi vaftiz etmediğime şükrediyorum.
16. Ve İstefanasın evi halkını da vaftiz ettim; bundan başka kimseyi vaftiz ettiğimi bilmiyorum.
17. Çünkü Mesih beni vaftiz etmeğe değil, fakat Mesihin haçı nafile olmasın diye, söz hikmetile olmıyarak incili vâzetmeğe gönderdi.
18. Çünkü haçın sözü helâk olanlara akılsızlıktır; fakat biz kurtulanlara Allahın kudretidir.
19. Çünkü yazılmıştır: “Hikmetlilerin hikmetini yok edeceğim, Ve anlayışlıların anlayışını iptal edeceğim.”*
*İşaya 29:14.
20. Hikmetli nerede? yazıcı nerede? bu dünyanın bahsedicisi nerede? dünyanın hikmetini Allah akılsızlığa döndürmedi mi?
21. Zira mademki dünya Allahın hikmetinde kendi hikmetile Allahı bilmedi, Allah iman edenleri vâzın akılsızlığı ile kurtarmağa razı oldu.
22. Çünkü Yahudiler alâmetler isterler, ve Yunanlılar hikmet ararlar;
23. fakat biz, Yahudilere tökez ve Milletlere akılsızlık olan haça gerilmiş Mesihi,
24. fakat davet olunmuş olanlara, Yahudilere hem Yunanlılara, Allahın kudreti ve Allahın hikmeti olan Mesihi vâzederiz.
25. Çünkü Allahın akılsız olan şeyi, insanlardan daha hikmetlidir; ve Allahın zayıf olan şeyi, insanlardan daha kudretlidir.
26. Zira davetinize bakın, ey kardeşler; bedene göre çok hikmetliler, çok kuvvetliler, çok asilzadeler davet olunmamıştır;
27. fakat Allah, hikmetlileri utandırmak için, dünyanın akılsız şeylerini seçti; ve Allah, kudretli şeyleri utandırmak için, dünyanın zayıf şeylerini seçti;
28. ve Allah, olan şeyleri iptal etmek için, olmıyan şeyleri, dünyanın âdi ve hor görünen şeylerini, seçti;
29. şöyle ki, beşerden hiç biri Allahın huzurunda övünmesin.
30. Fakat Mesih İsada siz ondansınız; o ki, Allah tarafından bize hikmet ve salâh ve takdis ve kurtuluş oldu;
31. nitekim: “Övünen Rab ile övünsün,”* diye yazılmıştır.
*Yeremya 9:23, 24.